Çeşitlilik içeren bir katılımcı kitlesine nasıl ulaşılır?
Katılımcılar
Erişim
Kontrol Noktası
Bu araç programların katılımcılar için erişilebilirlik süreçlerine rehberlik eder.
Meseleler
Bu kaynak Better Incubation Toolkit'in aşağıda belirtilen bölümleri çevirilerek üretilmiştir.
2: Tools for Removing Barriers / sayfa 19
2.1: Analyse application data / sayfa 19
2.2: Web Content Accessibility Guidelines / sayfa 19
3: Tools for Scouting for and selecting diverse participants / sayfa 26
3.1: Community mapping /sayfa 27
3.2: Channels mapping / sayfa 29
3.3: Equity-informed selection / sayfa 31
Program tasarımlarının iyi yapılması yeterince temsil edilmeyen bireylerin programlara başvurmasını ve/veya katılmasını engelleyebilecek çeşitli bariyerleri tespit etmenize de yardımcı olacaktır. Özel olarak bu engelleri ortadan kaldırmaya yönelik zaman ayırmak çok değerlidir. Ancak unutulmamalıdır ki kapsayıcılık ve erişilebilirlik, program döngüsü boyunca devam eden uygulamalardır.
İnsanların bir iş kurmalarını ve/veya girişimcilik yolculuklarında desteğe erişimlerini güçleştiren engeller ekonomik, yasal, sosyal, dijital, fiziksel olabileceği gibi ayrımcılık, sağlık veya engellilik, beceri ve eğitim vb. ile ilişkili engeller de olabilir.
Bu engeller hakkında ne bildiğinizi, sizin ve ekibinizin sahip olduğu imkanlar açısından kendi deneyiminizin, programınıza katılacak kişilerin sahip olduğu imkanlardan ne kadar farklı olabileceğini düşünmeniz önemlidir. Bu anlamda, engelleri ortadan kaldırmak, ayrıcalıklar konusunda farkındalık kazanmayı gerektirir.
Ayrıcalık genellikle belirli sosyal gruplara mensup kişilere verilen kazanılmamış avantajlar, güçler ve haklar olarak nitelendirilir. Sosyal sınıflarına ve diğer faktörlere bağlı olarak, engelli insanlar engelli olmayanlara göre daha az ayrıcalıklıdır, kadınlar erkeklere göre daha az ayrıcalığa sahiptir, göçmenler genellikle göçmen olmayan topluluklara göre daha az ayrıcalığa sahiptir, vb. Ayrıcalıkları anlamak, engelleri anlamaya ve ortadan kaldırmaya bir adım daha yaklaşmanıza yardımcı olur.
Programlarınıza kimlerin başvurduğunu biliyor musunuz? Daha da önemlisi, başvurmayanlar kim? Kimlere ulaşabildiğinizi ve ulaşamadığınızı iyi anlamak, programlara erişim konusundaki engelleri tespit edebilmek için iyi bir başlangıç noktası olabilir.
Nasıl Yapılır?
Veri toplayın. Geçmiş programlarda aldığınız başvuruları gözden geçirerek başlayın.
Düzenleyin. Verileri cinsiyet, yaş, vatandaşlık statüsü, yetenek düzeyi vb. ölçütlere göre düzenleyin. Bu ölçütlerden bazılarında yeterli bilgiye sahip olmadığınızı fark edebilirsiniz - bu da başvuru formlarınızı yeniden gözden geçirmek için iyi bir başlangıç noktası olabilir.
İçgörüler geliştirin. Toplamayı ve düzenlemeyi başardığınız verilerden yola çıkarak kendinize aşağıdakilere benzer sorular sorun;
Hangi gruplar gereğinden fazla temsil ediliyor?
Başvurularda yer alan ancak programların kendisinde yer almayan gruplar hangileri? (örn: programa seçilmeyenler)
Başvuranlar arasında hangi gruplar bulunmuyor?
Gizliliğe ilişkin düzenlemelerden dolayı katılımcıların bilgilerine artık sahip değilseniz, sorduğunuz soruların türünü analiz ederek anonim olarak saklayabileceğiniz şekilde veriler toplamaya başlayabilirsiniz. Şüpheye düşerseniz, GDPR - Kişisel verilerin işlenmesiyle ilgili olarak gerçek kişilerin korunması ve bu tür verilerin serbest dolaşımına ilişkin (AB) 2016/679 sayılı Yönetmeliğe başvurabilirsiniz.
Daha fazlası için:
→ Data on diversity in the workplace: what is diversity data and how to collect it? (EW Group)
→ Diversity Data (UK Research and Innovation)
→ How to Get the Diversity Data You Need
Programlarda çeşitli katılımcılara ulaşmak için keşif ve seçim aşamasına yeterince zaman ayırmanız çok önemlidir. Yalnızca: "Kadın katılımcılar veya 50 yaş üstü katılımcılar arıyoruz" şeklinde ifade etmek yeterli değildir, bu hedef gruplara ulaşmak için etkin bir şekilde çalışmanız gerekir. İletişim materyallerinizin erişilebilirliğini sağlamanın yanında, dahil etmek istediğiniz kişilerin iletişiminizde temsil edildiğinden emin olmanız gerekir. Kuruluşunuzda yayınlanan fotoğrafları veya grafikleri, verilen örnekleri, ekibinizi, danışmanları ve diğer herkesi düşünün. Sunulan programın başvuracak kişiler için güvende hissedebilecekleri bir yer olması çok önemlidir.
Katılımcıları keşfetme aşaması ne kadar iyi yürütülürse, programınızda yer almasını istediğiniz gruplara dahil olan ve çeşitlilik içeren bir katılımcı havuzundan seçim yapma şansınız o kadar artacaktır. Örneğin yaşlılar gibi belirli bir grubu mekanınıza ya da programlarınıza getirebildiğinizde ve kendilerini rahat hissetmelerini sağladığınızda, gelecekte keşif yapmak çok daha kolay hale gelecektir.
Topluluk haritalama
Keşif yaparken, program için hedeflediğiniz kitleye uygun kişileri bulmak zor olabilir. Topluluk haritalama, bu kişilere en iyi hangi yollarla ulaşılacağını bulmak için iyi bir araç olabilir. Topluluk haritalama, vermek istediğiniz mesajı yaymanızda destek olabilecek kişi ve kuruluşları belirlemenize yardımcı olabilir. Birçok kuruluşun yanında dernekler, STK'lar, sosyal hizmet kuruluşları ve sosyal işletmeler gibi kuruluşlar da buna dahildir. Bu kuruluşların hedef kitlenize en iyi nasıl ulaşılacağına dair bilgi birikimleri olacaktır. Yukarıda da belirtildiği gibi, ilk aşamada dirençle karşılaşabilirsiniz, bu nedenle ilişkiyi yavaş yavaş kurmak önemlidir.
Nasıl yapılır?
Odağı tanımlayın. Programınızda hangi gruba odaklanmak istediğinizi veya yeterince temsil edilmeyen hangi grubu ya da grupları hizmetlerinize çekmek istediğinizi açıkça tanımlayarak başlayın.
Önemli üyeleri keşfedin. Şimdi programınızla ulaşmayı umduğunuz kitleyle çalışan kuruluşları ve bireyleri araştırma zamanı. Her bir kişi veya kuruluşun rolünü tespit etmeye çalışın. Bu aşamada kuruluşlarla iletişime geçmek, çalışmaları hakkında bilgi almak ve topluluğun henüz fark etmemiş olabileceğiniz diğer üyeleri hakkında sorular sormak faydalı olabilir.
Bağlantılar oluşturun. Diğer kuruluşlarla bağlantılı olan kuruluşlar hangileri? Hangi bireyler topluluğun diğer üyeleriyle yakın işbirliği içinde çalışıyor? Bu topluluğun nasıl çalıştığını kağıda dökmeye çalışın. Bu görsel haritayı oluştururken, hedef kitleyi haritanın merkezine yerleştirmek kullanışlı olabilir: kadın girişimciler, girişimci olmaya çalışan gençler, işletmeleri olan yaşlılar, vb.
Giriş noktalarınızı belirleyin. Harita, merkeze yerleştirdiğiniz kişilere ulaşmak için yararlanabileceğiniz giriş noktalarını ve bağlantıları belirlemenize yardımcı olabilir. Haritanızda halihazırda ağınızın bir parçası olanlar var mı? Listelediğiniz aktörlerden herhangi biriyle doğrudan çalışan kişilere ulaşabilir misiniz? Mümkün olduğunca çok sayıda kuruluş ve kişiyle bağlantı kurmak için haritayı kullanın ve sunduğunuz programın yaygınlaştırılması için onlardan yardım isteyin. Bu kuruluşlara ulaşırken geri bildirimlere her zaman açık olun ve olabildiğince tavsiye isteyin; bu şekilde güven yaratmaya ve uzun vadeli ilişkiler kurmaya başlayabilirsiniz.
Daha fazlası için:
→ Define your Audience (Ideo.org Design Kit)
→ Ecosystem mapping (Board of Innovation)
→ Ecosystem Map (Strategy Tools)
İletişim Kanallarının Haritalandırılması
Programınızda yer almasını istediğiniz kişilere nasıl ulaşabilirsiniz? Bu kişilerin kullandığı iletişim kanalları nelerdir? Hangi çevrimiçi platformlarda bulunuyorlar? vb sorular, keşif aşamasında kendinize sormanız gereken önemli sorulardandır. Bu konuda ne kadar derinleşebilirseniz o kadar iyi olur. Bu sadece gençlerin en çok kullandığı sosyal medya kanalının TikTok olduğunu ya da yaşlıların daha çok Facebook kullandığını söylemekten ibaret değildir. Bu grupların tercih ettikleri platformları nasıl kullandığını da anlamanız gerekir. Önemli olan, odak kitlenizin nerede olduğunu ve diğer kişi ve kuruluşlarla nasıl iletişim kurduklarını bulmaya çalışmaktır.
Nasıl yapılır?
Bir tanıtım kanalları listesi hazırlayın, bu listeyi geleneksel medyadan, farklı sosyal medya kanallarına kadar mümkün olduğunca çeşitlilik gösterecek şekilde oluşturmaya çalışın.
Her bir kanal için, hedef kitlenizin bu kanalları hangi ölçekte ve nasıl kullandığını mümkün olduğunca ayrıntılı bir şekilde belirlemeye çalışın. Hazır veriler bulunmadığında röportajlar veya anketler yoluyla ekstra araştırma yapmak iyi olabilir.
Kendinize ve ekibinize aşağıdaki soruları sorabilirsiniz:
Hedef kitleniz sosyal medya kanallarında hangi konu, kimlik veya eğilimle ilgili grupların parçası?
Takip ettikleri profiller ve şirketler kimler?
Hedef kitlenizin yararlandığı gazete, blog ve benzeri kanallar hangileridir?
Vb.
Hedef kitlenizin bilgi edinme ve diğer kişilerle iletişim kurma şeklini belirledikten sonra bu kişilerin bir araya gelebileceği ve sizin onlara ulaşabileceğiniz "yerler" (çevrimdışı ve çevrimiçi) üzerine düşünebilirsiniz.
Hedef kitlenizin bilgi edinme ve diğer kişilerle iletişim kurma şeklini belirledikten sonra bu kişilerin bir araya gelebileceği ve sizin onlara ulaşabileceğiniz yerlerde (çevrimdışı ve çevrimiçi) programlarınızı anlatın.
Haritanız hazır olduğunda, hedef kitlenizin nerelerde olduğunu ayrıntılı bir şekilde görerek sosyal medyayı ve diğer kanalları çok daha etkili bir şekilde kullanabilirsiniz.
Daha fazlası için:
→ Using Social Media to Engage Participants (US Department of Health and Human Services)
Eşitliğe dayalı bir seçim süreci, programa dahil edeceğiniz katılımcıları seçerken eşitlikçi bir yaklaşımı ve uygulamayı benimsemeniz anlamına gelir. Bu, katılımcıları iş dünyasının kriterlerine göre değerlendirmenin yanı sıra, çok yönlü ayrımcılıkla bağlantılı eşitsizlikleri de değerlendirdiğiniz/ele aldığınız anlamına gelir. Bazı gruplar başvuru formlarını jürilere ve seçim komitesine hitap edecek şekilde kolayca doldururken, yeterince temsil edilmeyen gruplar için ne gibi zorluklar çıkabileceğini anlamaya çalışmanız bu dinamikleri ortaya koymak için gereklidir.
Nasıl yapılır?
Eşitliğe dayalı katılımcı seçme konusunu gündeminize almak için kendinize ve ekibinize sorabileceğiniz bir dizi soruyu aşağıda bulabilirsiniz:
Seçme sürecini kim denetliyor?
Bu gruptaki insanlar ne kadar çeşitlilik içeriyor?
Seçim sürecinde temsil edilmeyenler kim?
Tam da bu noktada, ekibinizi kendi önyargılarınızla başa çıkmaya ve ayrıcalıklarınız hakkında farkındalık kazanmaya hazırlamak için ev ödevinizi yapmış olmanız önemlidir. Karar verme mekanizmanızı ya da jürinizi çeşitlilik içeren bir yapıya oturtarak, ilgisini çekmeyi umduğunuz ve yeterince temsil edilmeyen gruplardan insanları sürece dahil etmeniz de önemlidir. Bu, seçim süreçlerinizi daha kapsayıcı hale getirmenin basit ama etkili bir yoludur. Temsil, bir sunuş veya mülakat süreci yürütülürken de yine çok önemlidir.
Bunlarla birlikte, kendinize ve ekibinize aşağıdaki soruları sorabilirsiniz:
Başvuru sahiplerinden ne talep ediyoruz?
Bu bilgilerin hepsi gerekli mi?
Çıtayı bazı insanlar için çok yükseğe çıkaran sorular ve hedefler var mı, varsa hangileri?
Başvuru ne kadar emek gerektiriyor?
İş yükünü nasıl azaltabiliriz?
Kapsayıcı başvuru formları için iyi uygulamalara örnek olarak kurumsal niteliklere daha az odaklanarak beceri ve düşünce yapısına daha fazla ağırlık vermek gösterilebilir. Kadınların ve non-binary kişilerin başvurularına engel olmamak için cinsiyet açısından nötr bir dil kullanmanız da önemlidir. Ayrıca, insanların gözlerinin korkmaması veya kendilerinden ne beklendiğini anlamaları için başvuru formlarınızdan İngilizce terimleri ve jargonu (İngilizce başvuru formları dışında) kaldırmalısınız.
Son olarak, kendinize ve ekibinize şu soruları sorabilirsiniz:
Katılımcıları seçmek için hangi kriterleri uyguluyoruz? Kararı etkiliyorsa "dilbilgisi" veya "tasarım" gibi unsurları da listelediğinizden emin olun.
Hangi kriterler belirli gruplara karşı önyargılı olabilir?
Daha az ayrıcalıklı kişilerin (diploması olmayan, kısıtlı zamanı olan, İngilizce bilmeyen vb.) seçilme şansı diğerleriyle aynı mı?
Mümkün olduğunca tarafsız olmanızı mümkün kılacak bir eleme süreci yürütmelisiniz. Aksi takdirde, "bana benzeyen” önyargısına düşebilirsiniz. Bu, insanların farkında olmadan kendilerine en çok benzeyen adayları tercih etmelerine yol açar. Tüm adaylar için çeşitli kriterleri derecelendiren değerlendirme tabloları (rubrics) iyi bir yaklaşım olabilir. Ayrıca, tercih süreçlerinde önyargıları engellemeye olanak tanıyan dijital çözümler de mevcuttur.
Daha fazlası için;
Katılımcıların programınıza katılabilmeleri için öncelikle program hakkındaki bilgilere erişebilmeleri gerekir. Ekibinizin (özellikle içerik ve web tasarımı üzerine çalışanların) içeriği nasıl erişilebilir hale getireceklerini bildiklerinden emin olmanız gerekir. Web İçeriği Erişilebilirlik Yönergeleri bu konuda çalışmaya başlamak için iyi bir başlangıç noktasıdır.
"Web İçeriği Erişilebilirlik Yönergeleri 2.0 (Web Content Accessibility Guidelines - WCAG), web içeriğini daha erişilebilir hale getirmek için birçok öneriyi kapsar. Bu yönergelere uyulması, körlük ve az görme, sağırlık ve işitme kaybı, öğrenme güçlükleri, bilişsel kısıtlılıklar, kısıtlı hareket, konuşma güçlükleri, ışığa duyarlılık ve bunların kombinasyonları dahil olmak üzere daha geniş yelpazedeki engelli kişiler için içeriği erişilebilir hale getirecektir. Bu yönergelere uymak, web içeriğinizi genel olarak tüm kullanıcılar için de daha kullanılabilir hale getirecektir." (W3C)
Nasıl yapılır?
Web sitenizi ve belgelerinizi daha erişilebilir hale getirirken göz önünde bulundurmanız gereken farklı unsurlar vardır. Bunun için web içeriği erişilebilirliğinin dört temel ilkesi iyi bir başlangıç noktası olabilir:
Algılanabilir olma. Bilgilendirme ve kullanıcı arayüzü bileşenleri, kullanıcıların bilgiye erişirken duyuları (görme, ses veya dokunma) aracılığıyla bu bileşenleri algılamalarını sağlayacak şekilde oluşturulmalıdır. Pratik açıdan bu, örneğin içerikte gezinmek için ekran okuyucu kullanan körler ve çeşitli görme bozukluğu olan kişiler için görsellere "Alt Metin" yüklediğinizden emin olmanız gerektiği anlamına gelir. Bir başka örnek de kontrast ve renk seçimidir. Kılavuzlar, renk körü olan veya kontrast duyarlılığı düşük olan kişiler için erişilebilir içerik oluşturmanıza yardımcı olur. Ayrıca, web sitelerindeki ses bileşenleri için metin transkriptleri sunarak, içeriğin sağır veya işitme bozukluğu olan kullanıcılar için erişilebilir olmasını sağlayacağını unutmayın.
Kullanılabilir olma. Kullanıcı arayüzü, hangi destek teknolojisini kullanırsa kullansın, her kullanıcının web sitesinde gezinmesine olanak sağlamalıdır. Örneğin, ince motor kontrolü konusunda zorluk yaşayan kişiler, tıpkı kör ve görme bozukluğu olan kişiler gibi fare yerine klavye kullanabilir.
Anlaşılabilir olma. Web sitenizde gezinme açık ve sezgisel olmalıdır. Menü öğeleri ve başlıklar konusunda bilinçli olun ve metin içeriğini okunabilir hale getirin (bu kullanıcıların metin boyutunu büyütmesine izin vermeyi de içerir!).
Sağlamlık. Web sitenizi - örneğin daha iyi ekran okuyucular gibi destekleyici teknolojiler ile çalışabilecek şekilde - teknoloji ilerledikçe de kullanılabilecek yapıda tasarlayın.
Daha fazlası için:
Profesyonel İpuçları
1. Ekipleri başvuru ve seçim süreçlerine hazırlarken ön yargıların üzerine eğitimler yapmak, düzenlemeler getirmek ve farkındalığı artırmak katılımcıların hem başvuru hem de seçim süreçlerinde olduğu gibi programlar süresince de kendilerini güvende hissetmelerine destek olacaktır.
İlgili Bölümler
Girişimci destek kuruluşları için kapsayıcı bir örgüt kültürü nasıl oluşturulur?
İleri Okumalar
-
Data on diversity in the workplace: what is diversity data and how to collect it? (EW Group)
-
Using Social Media to Engage Participants (US Department of Health and Human Services)